Fonksiyonalizm (mimarlık)
From Wikipedia, the free encyclopedia
Fonksiyonalizm, mimarların binaları sadece amaçlarına göre tasarlamasını öngören bir prensip ve mimari akım. İlk aşamada oldukça net görünen bu tanım, modern mimarlık başta olmak üzere farklı mimarlık alanlarında kafa karışıklığına ve hararetli tartışmalara yol açmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Mimarlıkta fonksiyonellik, binaların sadece binanın amacına ve işlevine göre tasarlanması gerektiği ilkesidir.
Bu ilke, ilk göründüğünden daha az belirgin olduğu için, özellikle modern mimari açısından meslek içinde bir karışıklık ve tartışma konusudur.
Binalarda fonksiyonelliğin teorik eklemlenmesi, mimarinin üç klasik hedefinden biri olarak, yardımcı programların (çeşitli olarak 'emtia', 'kolaylık' veya 'yardımcı program' olarak çevrilir) firmitas (sıkılık) ve venüstaların (güzellik) yanında durduğu Vitruvian üçlüsüne kadar izlenebilmektedir. İşlevsel görüşler bazı Gotik canlanma mimarlarının tipik görüşleridir. Özellikle Augustus Welby Pugin, "bir bina hakkında kolaylık, inşaat veya mülkiyet için gerekli olmayan hiçbir özellik olmamalıdır" ve "tüm süs eşyaları binanın temel inşaatının zenginleştirilmesinden oluşmalıdır" diye yazmıştır.[1]
İşlevsellik ve estetik tartışması genellikle karşılıklı olarak dışlayıcı bir seçim olarak çerçevelenir, aslında Will Bruder, James Polshek ve Ken Yeang gibi mimarlar vardır, üç Vitruvian hedefi de tatmin etmeye çalışıyorlardır.
I. Dünya Savaşı'nın ardından Modernizm dalgasının bir parçası olarak uluslararası bir işlevselci mimarlık hareketi ortaya çıkmıştır. Fikirler, son derece yıkıcı dünya savaşından sonra Avrupa'nın sosyal ve siyasi hareketleri tarafından geniş ve güçlü bir şekilde ifade edildiği gibi, halk için yeni ve daha iyi bir dünya inşa etme ihtiyacından ilham almıştır. Bu bakımdan fonksiyonel mimari genellikle sosyalizm ve modern hümanizm fikirleriyle bağlantılıdır. Bu yeni işlevsellik dalgasına yeni bir ek, sadece binaların ve evlerin işlevsellik amacı etrafında tasarlanmaması, mimarinin de fiziksel olarak daha iyi bir dünya ve insanlar için daha iyi bir yaşam yaratmak için bir araç olarak kullanılması gerektiğidir. Bu yeni fonksiyonel mimari en güçlü etkiyi Çekoslovakya, Almanya, Polonya,[2] SSCB ve Hollanda'da ve 1930'lardan itibaren İskandinavya ve Finlandiya'da da yaşamıştır.