Gılgamış
Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı / From Wikipedia, the free encyclopedia
Gılgamış (Sümerce: 𒀭𒄑𒉋𒂵𒈨𒌋𒌋𒌋, romanize: Gilgameš; özgün Sümerce: 𒀭𒉋𒂵𒈩, romanize: Bilgamış), Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı, antik Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın protagonistidir. Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında ülkeyi yönetmiş ve ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır. Ur'un üçüncü hanedanlığı (y. MÖ 2112-2004) döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır. Bunların tespit edilebilen en eskisi Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'dır. Bu şiirde Gılgamış, Tanrıça İnanna'nın yardımına gelir ve tanrıçanın huluppu ağacını istila eden yaratıkları defeder. İnanna, Gılgamış'a mikku ve pikku adı verilen iki bilinmeyen nesne verir fakat Gılgamış, bunları kaybeder. Enkidu'nun ölümünden sonra gölgesi, Gılgamış'a Ölüler Diyarı'nın kasvetli koşullarını anlatır. Gılgamış ve Agga şiiri, Gılgamış'ın tâbi olduğu Kral Agga'ya karşı ayaklanmasını anlatır. Diğer Sümer şiirleri Gılgamış'ın dev Huvava ve Gök Boğası (veya Cennetin Boğası) ile ilişkisini anlatırken kötü muhafaza edilmiş olan sonuncu şiir Gılgamış'ın ölümüyle cenazesini anlatır.
Gılgamış 𒀭𒄑𒉋𒂵𒈨𒌋𒌋𒌋 | |
---|---|
Önce gelen | Uruk'un ensisi olarak: Balıkçı Dumuzid Sümer kralı olarak: Kiş'li Aga |
Sonra gelen | Ur-Nungal |
Yaşadığı yer | Mezopotamya |
Sembolü | Boğa, aslan |
Kişisel bilgileri | |
Çocukları | Ur-Nungal |
Ebeveynleri | Lugalbanda ile Ninsun |
Babil'in sonraki zamanlarında bu hikâyeler, bağlantılı bir anlatıya dâhil edilmeye başlanmıştır. Standartlaştırılmış Akadcayla yazılan Gılgamış Destanı, muhtelemen Orta Babil Dönemi'nde (y. MÖ 1600-1155) Sîn-lēqi-unninni adına sahip bir yazman tarafından yazılmış ve daha çok eski kaynak malzemelerine bağlı kalmıştır. Destanda Gılgamış, vahşi bir insan olan Enkidu ile arkadaşlık yapan insanüstü güce sahip bir yarı tanrıdır. Birlikte maceraya atılırlar, hem Humbaba'yı (Huvava'nın Doğu Sami dilindeki adı) hem de evlilik teklifini reddeden Gılgamış'a İştar (İnanna'nın Doğu Sami dilindeki adı) tarafından ikiliye saldırması için gönderilen Gök Boğası'nı alt ederler. Tanrıların ceza olarak gönderdiği bir hastalık sonucu Enkidu'nun ölmesiyle Gılgamış, kendi ölümünden korkmaya başlar ve ölümsüzlüğü bulmayı umarak Büyük Tufan'da sağ kalmayı beceren bilge Utnapiştim'i ziyaret eder. Gılgamış önüne çıkan bir dizi testte başarısız olur ve ölümsüzlüğün ulaşamayacağı bir yerde olduğunu fark edip memleketi Uruk'a geri döner.
Çoğu klasik tarihçi Gılgamış Destanı'nın MÖ 8. yüzyılda Grekçe yazılmış iki epik şiir olan Odysseia ile İlyada'nın üzerinde önemli ölçüde bir etkiye sahip olduğu konusunda hemfikirdir. Gılgamış'ın doğum hikâyesi, Romalı yazar Aelian'ın yazdığı De Nature Animalium'un MS 2. yüzyıl anekdotunda anlatılır. Aelian, Gılgamış'ın annesinin hamile kalmasını önlemek için büyükbabasınca koruma altında tutulduğunu nakleder. Bunun nedeni de kendisine anlatılan bir kehanette torununun kendisini devireceğinin söylenmesidir. Anne hamile kalır ve muhafızlar çocuğu bir kuleden aşağı atar. Çocuk aşağı düşerken bir kartal tarafından kurtarılır ve bahçıvan tarafından büyütüleceği bir meyve bahçesine sağ salim götürülür. Gılgamış Destanı, 1849'da Asurbanipal Kütüphanesi'nde keşfedilmiştir. 1870'lerin başında çevrilmesinden sonra bazı kısımlarının Tanah ile benzerlik taşımasından ötürü tartışmalara neden olmuştur. Gılgamış 20. yüzyılın ortasına kadar pek tanınmamış fakat sonlarından itibaren modern kültürde gittikçe daha belirgin bir figür haline gelmiştir.