I. İsmail
Safevî Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarı / From Wikipedia, the free encyclopedia
I. İsmail, bilinen adıyla Şah İsmail veya tam unvanıyla Ebu'l-Muzaffer Bahadır el-Hüseynî[3] (Farsça: شاه اسماعیل; d. 17 Temmuz 1487, Erdebil - 23 Mayıs 1524, Tebriz), Safevî Tarikatı'nın lideri, Safevî Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır.[4][5] Alevilik ve Bektaşilikte Yedi Ulu Ozan'dan birisi olarak kabul edilir.[6]
I. İsmail شاه ایسماعیل خاتایلی | |||||
---|---|---|---|---|---|
Safevî Devleti'nin 1. Şahı | |||||
Hüküm süresi | Aralık 1501 - 23 Mayıs 1524 | ||||
Sonra gelen | I. Tahmasb | ||||
Doğum | 17 Temmuz 1487(1487-07-17) Erdebil, Akkoyunlular Devleti | ||||
Ölüm | 23 Mayıs 1524 (36 yaşında) Tebriz, Safevîler Devleti | ||||
Defin | Şeyh Safi Külliyesi, Erdebil, Erdebil Eyaleti, İran | ||||
Eş(ler)i | Taçlı Begüm Bihrûze Hanım[1] | ||||
Çocuk(lar)ı | Rüstem Mirza I. Tahmasb Sam Mirza Elkas Mirza Behram Mirza Perihan Hanım Mahinbanu Sultan Şah Zeynep Ferengis Haneş | ||||
| |||||
Hanedan | Safevî Hanedanı | ||||
Babası | Şeyh Haydar | ||||
Annesi | Alemşah Halime Begüm | ||||
Dini | Onikici Şii İslam[2] |
I. İsmail'in egemenlik dönemi, İran tarihinin en önemli dönemlerinden biridir.[7] İran coğrafyası, Şah İsmail tarafından 1501 yılında birleşik bir ülke haline gelmeden önce, yaklaşık sekiz buçuk yüzyıl önce Müslüman Araplar tarafından fethedilmesinden bu yana, yerel İran yönetimi altında birleşik bir ülke olarak var olmamıştı. Fakat bir dizi Arap halifesi, Türk sultanları ve Moğol hanları tarafından idare ediliyordu. Tüm bu dönem içinde yalnızca Büveyhîler döneminde İran coğrafyasının bir bölümü İranî bir yönetime kavuşmuştu.[8]
I. İsmail tarafından kurulan Safevî Hanedanı, iki asırdan fazla bir süre hüküm sürdü, tarihteki en büyük İran imparatorluklarından biri oldu ve gücünün zirvesindeyken, günümüzdeki İran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'ın çoğunu, Kuzey Kafkasya, Irak, Kuveyt ve Afganistan'ın yanı sıra, günümüz Türkiye, Pakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Suriye topraklarının bazı kısımlarına hükmederek kendi zamanının en güçlü devletlerinden biri oldu.[9][10][11][12] Ayrıca, İran kültürünün Büyük İran'ın geniş bölgelerinde yeniden gelişmesini sağladı.[13] Safevî İmparatorluğu'nun ortaya koyduğu miras, İran'ın Doğu ile Batı arasında ekonomik bir kale olarak yeniden canlanması, verimli bir devlet ve bürokrasinin kurulması, aynı zamanda mimari yenilikler ve güzel sanatların himaye edilmesiydi.
I. İsmail'in ilk eylemlerinden biri, Şii İslam'ın İsnâaşeriyye mezhebini yeni kurulan devletinin resmî dini olduğunu ilan etmesi oldu ve bu durum, İran'ın sonraki tarihi için büyük sonuçlar doğurdu. Dahası, bu sert dönüşüm ona büyüyen Safevî Devleti'ni güçlü Sünni komşularından batıdaki Osmanlı İmparatorluğu ve doğuda Şeybanîler'den ayrılma konusunda siyasi bir fayda da sağladı.
Şirvanşah Ferruh Yesâr’ın 20.000 süvari ve 6.000 piyadeden oluşan ordusunu 7.000 kişilik ordusu ile Cebanî savaşında perişan etmekle kalmamış, Şirvanşah’da öldürülmüştür. Şamahı ve Bakü bu gelişmeler üzerine teslim olmuştur. Burada Şah İsmail’in emri ile zengin Şirvan hazinesinden bir altın bile alınmaksızın tamamı nehre dökülmüştür. Bu zafer sadece İsmail’in gücünü artırmakla kalmamış, bir nevi kutsallaşmıştır.[14] Daha sonra ise İran'da Şiilik mezhebini egemen kılıp, bölgede yaşayanları tek bir çatı altında birleştirerek Safevî Devleti'ni kurmuştur. Kurduğu devlette saray ve ordu dili olarak Azerbaycan Türkçesi, bürokrasi dili olarak Farsça kullanmıştır.[15][16] Nüfus ve iktisadi gerekçelerle dönemin Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim ile hem siyasi hem askeri olmak üzere mücadele etmiş ve Çaldıran Muharebesi'nde Osmanlı'ya karşı büyük bir yenilgi yaşamıştır.