Selahaddin Eyyubi
Eyyûbî Devleti'nin kurucusu (1137–1193) / From Wikipedia, the free encyclopedia
Selahaddin Eyyubi[not 2] (Arapça: صلاح الدين الأيوبي; Kürtçe: سەلاحەدینی ئەییووبی, Selahedînê Eyûbî; y. 1137 – 4 Mart 1193), Eyyûbîler Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır.[4][5][6][7][8] 1187 yılında Kutsal Topraklar'ı Haçlılardan geri almak için bir ordu kurdu ve komutasındaki ordusuyla beraber 4 Temmuz 1187 tarihinde gerçekleşen Hıttin Muharebesi ile Kudüs Kralı Lüzinyanlı Guy'ın ordusunun büyük bir bölümünü yok etti.[4][9][10][11] 2 Ekim 1187'de ise Kudüs'ü Haçlı kuvvetlerinden alarak bölgedeki 88 yıl süren Hristiyan egemenliğine son verdi ve kenti İslam dünyasına geri kazandırdı.[8] Avrupalı Hristiyanlar yaşadıkları bu yenilgiden sonra, Kudüs'ü tekrar hâkimiyetlerine geçirebilmek amacıyla Üçüncü Haçlı Seferi'ni düzenlediler.[12]
Selahaddin Eyyubi Selahedînê Eyûbî (Kürtçe) صلاح الدين الأيوبي (Arapça) | |||||
---|---|---|---|---|---|
Kudüs Fâtihi Mısır ve Suriye Sultanı İki Kutsal Caminin Hizmetkârı | |||||
1. Eyyûbî Devleti Sultanı | |||||
Hüküm süresi | 1174 – 4 Mart 1193 | ||||
Önce gelen | Makam oluşturuldu | ||||
Sonra gelen | Aziz Osman | ||||
Mısır ve Suriye Sultanı | |||||
Hüküm süresi | 1174 – 4 Mart 1193 | ||||
Önce gelen | Âdıd | ||||
Sonra gelen | Aziz Osman (Mısır) el–Efḍal Alī (Suriye) | ||||
Fâtımî Hâlifeliği Veziri | |||||
Hüküm süresi | Mart 1169 – Eylül 1171 | ||||
Önce gelen | Esâdüddîn Şirkuh | ||||
Sonra gelen | Makam kaldırıldı | ||||
Doğum | y. 1137 [not 1] Tikrit, Abbâsî Hâlifeliği (günümüzde Selahaddin, Irak) | ||||
Ölüm | 4 Mart 1193 (55–56 yaşlarında) Şam, Eyyûbîler Devleti (günümüzde Şam, Suriye) | ||||
Defin | Emevî Camii, Şam, Suriye | ||||
Eş(ler)i | +diğerleri | ||||
Çocuk(lar)ı | el–Efḍal Alī el–Aziz Osman ez–Zâhir Gazi +diğerleri | ||||
| |||||
Hanedan | Eyyûbîler | ||||
Babası | Necmeddin Eyyûb | ||||
Dini | Sünni İslam (Şâfiî)[1][2][3] |
Kürt kökenli Eyyûbî ailesinden olan Selahaddin, Zengî Hanedanı'nın generallerinden amcası Şirkuh ile birlikte, Zengî hükümdarı Nûreddin'in emriyle 1164 yılında Fâtımî hâkimiyetindeki Mısır'a gönderildi. Asıl amaçları, Şâver'in genç Fâtımî hâlifesi Âdıd'ın veziri olarak geri getirilmesine yardımcı olmaktı. Şirkuh ve Şâver'in yeniden göreve getirilmesinin ardından Şirkuh ile Şâver arasında bir güç mücadelesi ortaya çıktı. Bu sırada Selahaddin, Haçlı saldırılarına karşı kazandığı askerî başarıların yanı sıra Hâlife Âdıd'a olan kişisel yakınlığı sayesinde Fâtımî hükûmetinin saflarına tırmandı. Şâver'in 1169'da bir suikasta kurban gitmesi ve aynı yıl Şirkuh'un da ölmesinin ardından Âdıd, Selahaddin'i vezir olarak atadı.[13]
Sünni bir Müslüman olan Selahaddin, görev süresi boyunca Şii mezhepli Fâtımî kurumunu baltalamaya başladı. Âdıd'ın 1171'deki ölümünün ardından Selahaddin; Kahire merkezli Şii Fâtımî Hâlifeliği'ni kaldırdı, Fâtımî Devleti'ni yıktı ve İslam hilâfetini Bağdat'ta bulunan Sünni Abbâsî Hâlifeliği'ne bağladı.[6][13][14][15] Zengî hükümdarı Nûreddin'in 1174'teki ölümünden kısa bir süre sonra Selahaddin, Suriye'yi fethetmeye başladı ve 1175'te Zengîleri mağlup edip onları hâkimiyeti altına aldı. Ardından Abbâsî hâlifesi Müstazî tarafından "Mısır ve Suriye'nin Sultanı" ilan edildi. Tüm bu gelişmeler, Selahaddin'in Mısır ve Suriye merkezli yeni bir hanedanın lideri olduğu anlamına geliyordu.
Sultan Selahaddin, kendi bağımsız hanedanlığını kurduktan sonra Kuzey Suriye ve Yukarı Mezopotamya'da daha fazla fetih hareketi başlattı ve kısa sürede topraklarını genişletti. Gücünün doruğunda iken devletinin sınırları Mısır, Suriye, Irak, el–Cezire (Yukarı Mezopotamya), Hicaz, Yemen, Kuzey Afrika'nın bazı bölgeleri ve Nübye'yi kapsıyordu. Başta Kudüs Krallığı olmak üzere bölgedeki Haçlı devletleriyle yoğun bir mücadele veren Selahaddin, ilk olarak Temmuz 1187'de Haçlı kuvvetlerini Hıttin Muharebesi'nde mağlup etti, ardından Ekim 1187'de Kudüs'ü Haçlılardan geri aldı. Bu olaylardan sonra Avrupalılar tarafından başlatılan Üçüncü Haçlı Seferi sırasında Haçlı devletlerine karşı Müslüman askerî harekâtına öncülük ve liderlik etti.[16][17] 7 Eylül 1191'de gerçekleşen Arsuf Muharebesi'nde İngiliz Kralı I. Richard'a yenildiyse de, onunla yaptığı Yafa Antlaşması sayesinde Kudüs'ü muhafaza etti.[5][12][18][19]
Selahaddin Eyyubi, 1187'de kutsal şehir Kudüs'ü 88 yıl süren Hristiyan egemenliğinden kurtarıp Müslüman dünyasına katmasıyla ve Üçüncü Haçlı Seferi'nde Haçlı devletlerine karşı verdiği mücadelesiyle Müslüman, Kürt, Arap ve Türk kültürlerinde önemli bir figür hâline geldi, "kahraman" olarak görüldü ve "Kudüs Fâtihi" olarak anıldı. Ayrıca Selahaddin Eyyubi'nin, "iki kutsal caminin hizmetkârı" unvanına sahip olan ilk kişi olduğu düşünülmektedir.[20][21]